MERSİN (AA) – Çiftçilerin en büyük kazanç kapılarından birini yaratıcı narenciye ürünlerinin fiyatları bahçeden market rafına gidene dek yüksek oranlarda büyüme gösteriyor. Mayer cinsi limonun kilogram fiyatı dalında 50 kuruşa dek gerilemesine rağmen üretildiği kentin marketlerinde minimum 5 liradan satılıyor. Bu fiyat İstanbul ve Ankara’da 10 lirayı geçebiliyor. Dalında 1,5-2 lira arasında müşteri bulan portakal ise kentteki market raflarında minimum 5,5 liradan, üreticisinin kilogramını 1,75-2,5 liradan sattığı mandalina da minimum 6 liradan listeleniyor. Mandalinanın diğer şehirlerdeki market fiyatları 12 ile 25 lira bandında değiştirme gösteriyor. Kentteki sektör temsilcileri, üreticilerin ve tüketicilerin şikayet ettiği fiyat farkı ile çözüm önerilerini değerlendirdi.
“BU İŞTEN KEZA TÜKETİCİ KEZA ÜRETİCİ HASAR GÖRÜR”
Mersin Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz, narenciye ürünlerinde manâlı fiyat farkının olduğunu belirterek, “şimdi portakal dalında 1,5-1,7 lira civarında, fazla nadir 2 liradan satılıyor. Maalesef bugün marketlerde kilogramı 6 lira. Mersin bir narenciye deposu. Alıcı ile üretici arasındaki yanına varılmaz pahada fiyat farkını bir türlü engelleyemedik. Bunu engelleyemediğimiz sürece bu işten keza tüketici ayrica imalatçı zarar görür.” dedi.
“BU ŞARTLARDA TÜKETİMİMİZ AZALIYOR”
Fiyatların vatandaşların daha eksik ürün almasına niçin olduğunu söyleyen Yılmaz, “Üretici, ürününü akla uygun seviyede fiyatlandırıp değerlendiremiyor. Üreticinin emeğinin karşılığı, bedensel değerini bulmuyor. Maalesef alıcı de uygun fiyatlara ürün tüketemiyor. Bu şartlarda tüketimimiz de azalıyor. Alıcı 3 kilogram alacağı meyveyi 1 kilogram alıyor.” diye konuştu.
Yılmaz, yüzde 300’lere varan fiyat farkının kabul edilemez olduğuna dikkati çekerek, “Ürünü dalında hasat ettiğimiz fiyat belirlenmiş. Bu fiyatlar üzerinden hesap yaparsak turunçgil ürünlerini 3 ile 4 lira arasında tüketiciye ulaştırmak gerekir. Maalesef marketlerde portakal 6 lira. En büyük sorunlarımızdan biri üretim maliyetleri, diğeri ise imalatçı ve tüketici arasındaki yüksek fiyat endeksi. Yüzde 300 fiyat farkı var. Ürünü 2 liraya mülk ediyor, yüzde 100 kazansın 4 liraya satsın.” ifadelerini kullandı.
“ÜRÜNLERİ DİREKT OLARAK ÜRETİCİYE ULAŞTIRMALIYIZ”
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Necmi Bölüm de limon üreticisinin fena bir sezon geçirdiğini belirterek, “Şu an mayer cinsi limonumuz dalında 50 kuruş, lamas dediğimiz dikenli limonumuz 2 lira. Ancak gelin görün ancak bölgemizdeki market zincirlerinde 6-7 liradan, Ankara gibi büyük şehirlerimizde 10-15 lira aralarında satılıyor.” dedi.
Bölüm, fiyat farkının çoğu nedeninin olduğunu vurgulayarak, sektörün girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini söyledi. Çözümün kooperatifleşme olduğunu savunan Birim, “Havza bazlı imal tanımlamasını yapmamız lazım. Üretimde, kamucu dediğimiz totaliter yapılara konut gerekiyor. Üretici, para kazanamadığı dönemlerde alanı terk eder. Biz de alanı terk etmesini istemiyoruz. Biz, buna çözüm olarak üretici birliklerini, kooperatifleri adres olarak gösteriyoruz. Ürünleri üreticiden, kooperatif ortaklarından direkt olarak nihai tüketiciye doğrudan bir şekilde ulaştırmanın yollarına bakmalıyız. Bugün Avrupa Birliği’nde gıdaların ülkü indirilme zorunluluğu kaldırıldı. Bizde tüm ürünlerin halden geçmesi zorunlu. Biz hallere aleyhinde değiliz, hal yasasının değiştirilmesini savunuyoruz.” dedi.
“GIDADA KDV SIFIRLANMALI”
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Birim, ürünlerin vatandaşlara daha ucuza ulaştırılması gerektiğini vurgulayarak, “Üreticilerimizin yanına olmak için gıdada KDV’yi sıfırlamamız gerekiyor. Plansız üretime son verilmeli. Önüne gelen turunçgil bahçesi almamalı, bunlar kontrollü yapılmalıdır. Üretim maliyetlerini düşürmenin yollarına bakmalı, çiftçimizi teşvik etmeliyiz. Aracıların sayısı azaltılmalı çünkü cümbür cemaat kendi maliyetlerini karşılamak için doğal olarak üzerine maliyet bindiriyor. Marketlerin keyfi uygulamaları denetlenmeli. Devletimiz burada muhakkak kontrol eden olmalı. Yüksek kar marjlarına karşı olmalıyız. Ürünleri akla yatkın bir kar oranıyla nihai tüketiciye ulaştırmamız gerekiyor.” diye konuştu.
“İŞÇİLİK VE BIRLEŞTIRME MALİYETLERİNİ KARŞILAMIYOR”
Mersin Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Münir Keyifli ise kentin, Türkiye’nin en büyük hal kompleksine konut sahipliği yaptığını belirterek, tüm dünyaya ürün ulaştırdıklarını söyledi. Limonun, haldeki kilogram fiyatının 50 kuruş ile 2,5 lira arasında değiştiğini kaydeden Neşeli, “Hal kompleksinde mayer limon 50 kuruşa bile kalkmıyor. Birçok arkadaşımız ürünü dalında bıraktı. Bir Takım arkadaşlarımız ise belediyeler aracılığıyla ürünlerini bir lira dahi isteksiz olarak ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıtılmasını talep etti. Çoğu arkadaşımız mayer cinsi limon ağaçlarını kesmek zorunda kaldı. Hale getirdiği zamanda da 50 kuruş gibi gülünç bir rakam var. İşçilik ve birleştirme maliyetini bile karşılamıyor. En çok tercih edilen, ihracata en çok gönderilen dikenli limon da halde 2-2,5 lira aralarında satılıyor. Natürel ama imalatçı markete gittiği zaman 7-8 liralarla karşılaşıyor.” dedi.
Şen, üreticinin mutlaka sistemin içerisinde tutulması gerektiğine göze çarpan ederek, girdi maliyetlerinin azaltılıp, desteklerin attırılması gerektiğini savundu. Fiyat farkının düşürülmesi için girdi maliyetlerinin azaltılmasının yan ısıra üretim planlaması ve denetim yapılması gerektiğini aktaran Keyifli, şunları kaydetti:
“Pazarlama ayağını doğru konumlamamız lazım. En son olarak da zincir marketlerin bu kadar tekelleşmesine müsaade etmemek lüzumlu. derhal piyasayı regüle edenler onlar. 3-4 market piyasayı istedikleri gibi regüle edebiliyor, istedikleri fiyata satabiliyorlar. Son zamanlarda gerek hükümet kanadından gerekse de vatandaşların yoğun kamuoyunu baskının gerisinde derhal fiyatlar makul. Ola Ki o fiyatlar para bile kazanmıyorlar. İşin son ayağında marketlere de bir kar marjı getirmek lüzumlu. Üretmek ve planlamak lüzumlu.”
“İHRACATTA TON BAŞINA TEŞVİK VERİLMESİ LAZIM”
Mersin Turunçgil Üreticileri Birliği Başkan Yardımcısı ve limon üreticisi Yusuf Şahin, Faziletli ilçesinde üretilen mayer limonun yüzde 30’luk bölümünün düşük fiyatlar sebebiyle dalında kaldığını savundu.
Hasadına başladığı dikenli olarak deyiş edilen limonun kilogramının ortalama 2 liraya sattığını söyleyen Şahin, “Limon üreticisinin eline geçen aidat kilogramda sıradan 2 lira. Ürünün bir sezondaki üretim maliyeti 1 ile 1,5 lira arasında değişiyor. Bunun içerisinde ilaçlama, gübre, sulandırma, budama ve temizleme gibi işlemler var. Ardından bunların üzerine eklenen toplama, ambalaj, nakliye, komite masrafları var.” ifadelerini kullandı.
Şahin, ürünün market ile bahçedeki fiyatı arasında fark olduğuna sinyâl ederek, şöyle konuştu:
“Buradan kilogramı 2 liraya alınan dikenli limon İstanbul’da 10 liraya satılırsa girdiği kapıdan çıkar. Burada hiç kimseyi suçlamıyoruz. Market 10 liraya mal ettiği ürüne yüzde 50 kar ile 15 lira yazacak. Bizim istediğimiz şu, market yüzde 50 ayrım düzenlemek yerine yüzde 10-15 koyarak satsın. Limonu 15’e yok de 11 liraya satsın. Yok o market onu satmaz, 15 liraya satacak. Çünkü senin kaça mülk ettiğin, ne şartlarda yetiştirdiğin marketin, pazarcının umurunda olmaz, tümü karına bakacak.”
AA / Sezgin Pancar – Ekonomi Haberleri