MERSİN ( .) – Ukrayna ve Rusya aralarında devamlı savaş nedeniyle tedarikte can sıkıntısı yaşandığı ve Türkiye’de ayçiçek yağı stokunun bittiği iddialarının arkasından çok sayıda yurttaş, marketlere akın ederek üçer dörder teneke yağ satın almıştı.
KRİTİK ZİRVEDE ELE ALINDI
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi ve peşinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, yağ stoklarında sorun olmadığını belirtmişti. Erdoğan, Putin‘le yaptığı telefon görüşmesinde Azak Denizi’nde bekleyen ayçiçek yağı yüklü geminin yola çıkmasını istemişti. Putin de konuyla ilgili devreye girerek, geminin Türkiye’ye gönderilmesini sağladı.
GELİŞ TARİHİ BELLİ OLDU
Türkiye’de marketlerin stokçuluğa başlamasıyla birlikte denetimler sıklaştırırken, ayçiçek yağı tartışmalarını uzun bir süre gündemden uyandırmak isteyen hükümet yetkilileri ise kolları sıvadı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, ayçiçek yağı içeren geminin 15 Mart’ta Türkiye’de olacağını bildirdi.
Rusya-Ukrayna ile Olan İhracatımızda Bir Kriz Laf Konusu Değil – Videoyu İzlemek İçin Tıklayın
DİĞER GEMİ 17 MART’TA GELİYOR
Denizcilik Genel Müdürlüğü’nden de konuya ilişkin izah etme yapıldı. Müdürlüğün açıklamasında, “Rusya’nın Yeisk Limanı’nda bekleyen 6099 ton ayçiçek yağı yüklü gemi Kerch kanalını geçerek seyre başladı, 15 Mart’ta Mersin’de olması beklenmektedir. Ayçiçek yağı yüklü öteki 3 gemi ise Rostov Limanı’ndan kalkış yapmış olup 17 Mart’ta ülkemize varmaları planlanmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Sizce Türkiye, #Ukrayna – #Rusya savaşında taraf olmalı mı?
MERSİN (İHA) – Bir çok sebze ve meyvenin üretildiği Mersin’in Faziletli ilçesinde değişik ürünlerin hasadı turfanda da yapılıyor. Geçtiğimiz hafta ilk kayısı çağlasının hasadının yapıldığı ilçede bu hafta ise tekrar örtü altında doğal olarak yetiştirilen can eriklerinin hasadına başlandı.
BAHÇEDE KİLOSU 600 TL
İki ayrı serada yapılan erik hasadında verimin yüksek kalitede olduğu belirtildi. Sabahın erken saatlerinde bahçeye giren işçiler, can erikleri bir bir dalından kopararak kutulara yerleştirdi. Dikkatle toplanan birincil ürünler başta İstanbul ve Ankara almak üzere gönderilmeye başlandı. Toplanan birincil can eriklerinin kilogramı bahçede 600 TL’ye herif buldu.
“BU SENE BÜTÜN VERİM OLDU”
Örtü aşağı erik yetiştiren üreticilerden Ali İhsan Bariz, bugün uzun süredir emek verdiklerini can eriklerini topladıklarını kaydetti. Kışın sert geçmesi sebebiyle erik ağaçlarının soğuklamasını tam alarak güzel çiçek açtığını belirten Belirgin “7 yıldır örtü altında erik yetiştiriyorum. Bu yil bütün verim oldu, fazla güzel” dedi.
İhlas Haber Ajansı / Halil İbrahim Varlı – Ekonomi
Türk Lirası, Türkiye, Mersin, Erik, Ekonomi, Haberler
Türkiye‘nin farklı alanlara yönlendirilmiş illerinde gerçekleştirilecek enerji projeleri için bazı taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verildi. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı kararları, Resmi …
Yükselen ayçiçek yağları fiyatları üzerinden sosyal medyada ortaya çıkan yeterli stok bulunmadığı iddiaları sonrası vatandaşlar marketlere akın etmiş ve yağ alabilmek için uzun kuyruklar oluşturmuştu. Ankara’da ‘Başkent Trabzon Dernekleri Federasyonu 2’nci Doğaüstü Genel Kurulu’na konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Aristokrat, laf konusu iddiaları yalanladı.
“TEDARİKTE SIKINTIMIZ YOK’
Bakan Aristokrat, tedarik zincirinde pandemi dönemi dahil edinmek üzere hiçbir can sıkıntısı yaşanmadığını söyleyerek, “Şimdi sözde bir gıda ürününde ‘eksiklik olacak’ diye sosyal medyada kışkırtma ederek, insanları marketlere dökmeye çalışarak, Türkiye içerisinde bir şeyi geliştirmek istiyorlar. Tarım Bakanımız tanımlama yaptı. Böylece bir eksikliğimiz laf konusu değildir, Allah’a şükürler olsun. Türkiye’nin bu konularda herhangi bir eksikliği laf konusu değildir.” dedi.
MANİPÜLASYONLARI YAPANLAR TESPİT EDİLECEK
Bu manipülasyonları yapanların saptama edileceğini söyleyen Bakan Aristokrat “Bu konuda arkadaşlarımız sosyal medyada bu manipülasyonları yapanların ya da sadece sosyal ağ yok; gerçeklikte bu manipülasyonları yapanlara gerekli tespitleri yapıp, cezaları vermekten imtina etmezler. Bu işler basit işler yok. Kimseye milletimizin huzurunu bozup, halk düzenini bozdurmaya yönelik adım attırmayız. Onun için arkadaşlarımız işlerin başındalar” ifadelerini kullandı.
BAKAN KİRİŞÇİ DE İDDİALARI YALANLAMIŞTI
Ülke genelindeki yağış durumunun günebakan ve kanola gibi yağlı tohumlu bitkilerin üretimine olumlu yansıdığına dikkati çeken Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Ülkemizin 1-1,5 aylık tüketimimize ama yetecek dek ayçiçek tohumu ve yağ stoku bulunduğu iddiaları tamamıyla reel dışıdır. Lüzum üretimimiz, gerek sektörün tedarikleri ve atama stoklarımız dikkate alındığında ülkemizin yeterli miktarda ayçiçek yağı stoku bulunmaktadır. Netice itibarıyla kamuoyuna yansıyan iddialar gerçeği yansıtmamakta olup, halkımızın üzüntü edeceği bir şart laf konusu değildir” dedi.
Demirören Haber Ajansı – Ekonomi
Süleyman Asilzade, Karadeniz, Ukrayna, Türkiye, Politika, Ekonomi, Haberler
Pandemi döneminde doğa ile iç içe edinmek isteyen iki sağlık durumu çalışanı atıl vaziyette satın aldıkları kamyonu, kendi hayal güçlerine tarafından kasten lüks bir karavana çevirdi. Proje ve dizaynlarını kendileri yapan Sakarya Sıhhat Turizmi Derneği Kurucu Başkanı ve Saç Ekim Uzmanı Gökhan Bölükbaşı ile Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Genel Cerrahi ve Meme Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Turgay Yıldırım, hobi olarak başladıkları karavanı profesyonel destekle lüks bir ülkü getirdi. Üretim aşamasından bitişine kadar sosyal medyada paylaşılan karavan ise yoğun alaka gördü. Katıldıkları fuarda karavanın yoğun ilgi görerek dünyanın dört bir yanından teklifler geldiğini bildiren Bölükbaşı, yoğun istek üzerine karavanı sattıklarını ifade etti.
“PANDEMİ İLE BİRLİKTE BÖYLE BİR NİYETE GİRİŞTİK”
Sakarya Sağlık Durumu Turizmi Derneği Kurucu Başkanı Gökhan Bölükbaşı, “Pandemi döneminde herkeste olduğu gibi, bütün sağlıkçıların da yaşamlarında köklü şansın dönmesi oldu. Hafta sonu nefes alabilmenin, doğaya karışabilmenin ne demek olduğunu anladık. Bunu daha kalıcı ve güvenli ışık halkası getirebilmek adına tek alternatifin karavan olacağını düşünüyorduk. Karavan kültürü zaten Türkiye’de tez ilerliyor. Açıkçası pandemi ile birlikte böyle bir niyete giriştik. Başladık ve güzelde gitti. Tasarım anlamında farklı bir yöne evirildi. Kendi imkanlarımız ile bir yere değin geldik ama karavan bambaşka bir dünya. Bunun için profesyonel desteğe ihtiyacımız vardı. Ast elimizin altında internet var, baktık ve Türkiye’de ama doğanın şartlarına intibak sağlayan karavanların imalatında en iyi işyeri Sakarya’mızda, zaten Sakarya şu lahza karavan üretiminde Türkiye’nin başkenti olarak kabul ediliyor. Sya Mobil ile tanıştık, sağ olsunlar çok üstteki düzeyde, özverili ve nitelikli cevaplar verdiler karavanımıza. Karavanist Fuarına davetli olduk giderken. Orada sosyal medya üzerinden karavan çığırından çıktı. Dünyanın çoğu ülkesinde etkili sosyal ağ hesaplarında ‘yılın karavanı, yılın arabulucu ve yılın harikası’ gibi unvanlar ile yerini aldı” dedi.
“HER ŞEYİN EN İYİSİ VE EN KULLANIŞLISI OLSUN İSTEDİK”
Yoğun istek üstüne karavanı sattıklarını gösteren Bölükbaşı, “Iyice kendimiz içindi, açılış mantalitemiz buydu. Fakat dediğim gibi çığırından çıktı ve her yerden ‘satar mısınız’ talepleri gelmeye başladı. Daha sonrasında satma fikride kafamıza yerleşti. Adalet ettiği şekilde ve değerde satışını gerçekleştirdik. 3-3 buçuk ayı en ince ayrıntısına kadar Ar-Ge çalışmaları ile geçti. Neresinde ne olsun, ne yapalım gibi incelemeler gerçekleştirdik bu süreçte. Çünkü bir şeyi düş ediyorsunuz, bir takım örneklerden ilham almaya çalışıyorsunuz, bunun hem proje ayrıca de teknik anlamda araştırması 3-3 buçuk ay sürdü. İmalatında da fazla artı telaş etmedik, çünkü her şeyin en iyisi ve en kullanışlısı olsun istedik, o yüzden takriben 1 yılı buldu başlangıç ve bitiş süresi” diye konuştu.
“KARAVAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜZÜ DOĞAYA YANSITABİLECEĞİNİZ BİR ARAÇ”
Karavanla doğada gezmenin pandeminin vermiş olduğu yorgunluğu yok ettiğini aktaran Bölükbaşı, “İmalat süresi 1 yıllık bir süreye yayıldı. O dönemde 650-700 bin liraya mülk oldu. Fakat bugün benzer projeyi yapmaya kalkarsanız 1 milyonun üzerinde maliyeti olacaktır. Karavan, özgürlüğünüzü doğaya en güvenli şekilde yansıtabileceğiniz araç diye düşünüyorum. Evinizi alıp salyangoz gibi istediğiniz yere gidiyorsunuz diyebilirsiniz, karavan farklı bir dünyaymış onu anladık. Her lokasyonu bir bir gezerek, pandeminin o yorgunluğunu ve bunalmışlığını, hafta sonu bir nebzede olsa maksimum hafifleten olaydı benim için karavan. Bu vakit zarfında oturup karşıdan bakarken, adamakıllı kendinizin düş ettiğiniz tasarımın, gerçeğe dönüşmüş olması betimleme edilmez bir hazdı benim için” şeklinde konuştu.
Türkiye‘nin dünyada imal lideri olduğu fındığın ihracatı, Rusya‘nın Ukrayna‘ya yönelik askeri harekatı nedeniyle etkilendi. Yolda ve limandaki tır şoförleri geri çağırılırken, fındık ihracatı için alternatif pazar arayışları da çoktan başladı. Milli Fındık Konseyi Idare Heyeti Üyesi ve Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Sebahattin Arslantürk, bütün deniz ve kara yolu ulaşımının tıkandığını belirterek, “Yolda olan ürünlerimizi geri çağırdık. İlerideki tarihteki yüklemelerimizi mecburiyetten durdurduk. Rusya ve Ukrayna‘ya yıllık 50 milyon dolarlık bir ihracımız söz konusuydu. Oluşan bu savaş, durumunun kimseye faydası değil. Tüm dünyanın etkilendiği gibi bölgemiz de olumsuz etkilendi. Bundan sonrasında savaşın bir an önce durdurulup, sıradan yaşama dönülmesini umuyoruz” diye konuştu.
“HİNDİSTAN VE ÇİN’DE GİDEREK BÜYÜYORUZ”
Yapılan kontratların yerine getirilmeyeceğini kaydeden Arslantürk, “Çünkü bir bere var. Ticaret için bundan sonrasında alternatif pazarlar arayışındayız. Zaten fındık sektörü son yıllarda bir atılım içinde. Amacımız, öteki açıldığımız yeni pazarlarda hacmimizi büyütmek. Buna da misal, Hindistan ve Çin’dir. Bu pazarlarda her geçen gün önemli oranda büyüyoruz. Yakın gelecekte Çin, dünyada bizim en kayda değer pazarımız haline gelecek gibi görünüyor. Bu da sevindirici. Üretimde de verimliliği artırarak toplam ihracatta çoğaltma hedefimizi yerine getirmeye planlıyoruz” dedi.
“NORMALLEŞMEYİ BEKLİYORUZ”
Rusya ve Ukrayna limanlarına kesilmiş ama gümrük işlemleri yapılmamış konteynerler olduğunu andıran Arslantürk, “Konteynerlere ne olacağını bilemiyoruz. Normalleşmeyi bekliyoruz. Bütün sektöre ait yollarda ve limanlarda yükler var. Geriye Doğru çekebildiğimizi, geri çekiyoruz. Geriye çekemediklerimiz konteynerler konusunda gerekli girişimlerde bulunuldu. Sonuçlarını bekliyoruz” diye konuştu.
Türkiye‘de en çok tanıdık yaban mantarı türü olan ve ağaçlık alanda yetişen çam mantarları,yoğun yağışların gerisinde görülmeye başladı.
KİLOSU 40 TL
Vatandaşlar, şubat-mart aylarındaki yağmurun arkasından havanın güzelleşmesiyle ormanların yolunu tuttu. Lezzeti nedeniyle kilosu 40 TL’ye satılan çam mantarları, çok sayıda vatandaşın da geçici olarak geçimini sağlama kaynağı oldu.
“TOPLARKEN DİKKATLİ OLUNMALI”
Ailesiyle mantar toplamaya çıkan Sevil Özdemir, “Topladığımız mantarları mangalda ızgara yapıyoruz, sotesini yapıyoruz. Artı topladıklarımızı pazarda satıyoruz. Toplarken fazla özenli olunması gerekiyor” dedi.
SAMSUN (AA) – Samsun Üniversitesi Uçuş Akademisinde hususi pilot lisansı alan öğrencilerin ileri düzey aletli uçuş ve gece yetkisi eğitimlerinde tecrübelerini geliştirmeleri amacıyla Cessna 172 Skyhawk tipi eğitim uçağının uçuş simülatörü tasarlandı. Emre Bulat, simülatör yapma fikrinin öğrencilerin ihtiyacından ortaya çıktığını söyledi. Üniversitelerinde sertifikalı simülatör bulunduğunu lakin bunda çalışmanın saatlik ücrete alt olduğunu vurgulayan Bulat, böylece öğrencilerin rahatlıkla egzersiz yapabileceği bir simülatör yapma kararı aldıklarını belirtti.
ÖĞRENCİLER SİMÜLATÖRDEN ÜCRETSİZ YARARLANABİLİYOR
Üniversitenin sağladığı maddi imkanları kendi imkanlarıyla birleştirerek yazılımı kendilerine ait bir simülasyon yaptıklarını anlatan Bulat, “Bu cihazı öğrencilerin aletli uçuş safhasındaki çalışmaları için pratik yapma cihazı olarak tanımlayabiliriz. Öğrenciler burada istediği gibi istediği süre çalışabiliyor. Çünkü hava muhalefeti ile karşı karşıya yok, gece gündüz farkı yok. Gelip burada istediği şartlarda bedava olarak çalışmalarını yapabiliyorlar.” dedi.
1 YILDA TAMAMLANDI
Simülatörün yaklaşık 120 bin lira maliyeti olduğuna dikkati çeken Bulat, “Planlama sürecinde öğrencilerin de yorumlarını dinleyerek onlara en iyi şekilde verim sağlayacak ergonomik bir aygıt yapmaya çalıştık. Bu simülatörde kuş çarpması, uçağa şimşek isabet etmesi gibi tüm durumlar var. Simülatörü takriben bir yılda tamamladık. Bunun 6 ayı tasarım kısmıyla geçti. Daha Sonra araç gereç tedariki ve oluşturma süreci oldu.” diye konuştu.
ÖĞRENCİLERİN TECRÜBESİNİ ARTIRIYOR
Türkiye‘de HAVELSAN’ın da simülatör yaptığını, uçuş okullarında kullanılan simülatörlerin ise genel olarak yurt dışından getirildiğini dile getiren Bulat, “Rusya, Fransa gibi ülkelerden 3-4 milyon lira gibi bir rakama alınıyor. Benzer işlemi görüyor. Bizim simülatörün tek farkı, sadece öğrenci uçuş defterine uçuş saati yazamıyor ama burada pratik yapabiliyor. Bunu da öğretmenine sunup sınavlarda daha başarılı oluyor. Öğrencilerimiz bu simülatörle uçuş tecrübelerini artırıyor.” ifadelerini kullandı.
Avusturya‘da Wels Alan Mahkemesi, bu ülkede tutuklu Sezgin Baran Korkmaz’a yönelik Abd‘nin iade talebine ilişkin kararında, dolandırıcılık suçlaması zarfında talebi kabul ederken, kara para temize çıkartma suçlaması kapsamında ise iade talebini yerinde bulmadı.
SAVCILIKTAN YAZILI AÇIKLAMA GELDİ
Wels Savcılığı Basın Biriminden Barbara Rumplmayr, mahkemenin davaya ilişkin aldığı kararı paylaştı. Açıklamada “Wels Alan Mahkemesi, Abd‘nin Viyana Büyükelçiliğinin ileri sürdüğü, elektronik veri akışı, görsel veya işitsel araçları uygulamak suretiyle üçkâğıt ve duruşma sürecini yanıltmaya ilişkin suçlamalardan ötürü yaptığı iade başvurusu geçerli bulundu. Kara para aklamaya yönelik danışıklı dövüş kurma ve mahkeme sürecini manipüle etme suçlamalarına karşın yapmış olduğu iade başvurusu ise geçersiz bulundu” denildi.
AVUKATLAR KARARA İTİRAZ EDEBİLİR
Açıklamada hem, Korkmaz’ın avukatlarının söz konusu karara itiraz edebileceği ve konuyu üstteki mahkemeye taşıyabilecekleri belirtildi.
SON KARARI AVUSTURYA YARGI BAKANLIĞI VERECEK
Konuya ilişkin, Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun, “Beklemekte olduğumuz gibi mahkeme Abd‘nin iade talebine karşın iade edilebileceği kararını verdi. Bu karara itiraz edildiği takdirde süreç uzayabilir. Oysa son kararı Avusturya Yargi Bakanlığı verecek” dedi.
AVUSTURYA’DA HUKUKİ SÜREÇ
İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesinde 17 Mayıs’ta Korkmaz ve 3’ü tanıdık olmayan uyruklu 10 kişiyle, bu kişilerle bağlantılı “malen sorumluluk sahibi” şirketler hakkında Amerika’dan haksız kazançla elde edilen “servet değerini aklama” suçundan hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşmasında, mahkeme, Korkmaz’ın yokluğunda tutuklanmasına hükmetmişti.
TÜRKİYE’NİN GEÇEN YILKİ İADE TALEBİ KABUL EDİLMİŞTİ
Türkiye ve ABD tarafından hakkında kırmızı bültenle arama kararı çıkartılan Korkmaz, 19 Haziran’da Avusturya’nın başkenti Viyana’ya yaklaşık 250 kilometre uzaklıkta bir kasabada emniyet güçlerince gözaltına alınmıştı. Önce başkent Viyana’ya getirilen Korkmaz daha sonra yakalandığı Wels’e gönderilmiş, burada 5 Temmuz 2020’de yapılan duruşmada tutukluluk halinin sürmesine hükmedilmişti. Korkmaz’ın davasının görüldüğü Wels Mahkemesi, Ağustos 2021’de Türkiye’nin iade talebini kabul etmişti.
Sezgin Baran Korkmaz, Avusturya, Türkiye, ABD, Ekonomi, Haberler
Habertürk canlı yayınına katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, Ukrayna‘da gerginliğin sürekli arttığını belirterek, “Saldırıyla ilgili endişelerimiz artınca bilhassa her iki ülke nezdinde de temaslarımız oldu. Bu hamle başlamadan 1 gün önce sayın Cumhurbaşkanımız Putin’le görüşmüştü telefonla. İki lideri bir araya getirme düşüncesini iletmişti” dedi.
“MÜZAKERELERİN ARTIK SONUÇ ODAKLI OLMASINI ARZU EDİYORUZ”
Bakan Çavuşoğlu, Rus ve Ukrayna heyetlerinin yarın planlanan müzakerelerinin bir gün ertelenebileceğini kaydederek, “şu anda taraflarla görüşüyoruz, genel bilgi alıyoruz. Son yaptıkları açıklamada bunu kuytu götüreceklerini söylediler. İlk toplantıdan bir netice çıkmadığını biliyoruz. Sonuçta görüşme heyetine katılanları tanıyoruz. Oradan alınan mesajlar liderler düzeyine, başkentlere taşındı. İkinci toplantı konusunda zemin yokluyorlar. Biz olmasını açlik ederiz ama böylece görünüyor fakat yarınki buluşma bir iki gün ertelenebilir. Bundan sonra müzakerelerin sonuç odaklı olmasını özlem ediyoruz. Ateşkesle sonuçlanacak tartışma olması gerekli” görüşünü dile getirdi.
Bakan Çavuşoğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Savaşla ilgili evvelden kestirmede bulunmak, muhakkak tahmin etmek zordur. Rusya kısa bir vakit içinde önemli şehirleri ele geçirmeyi planlıyordu. Özellikle bir çatışma, cadde savaşına dönüştüğü vakit, Libya’da da bu endişeyi paylaşıyorduk. Trablus’a karşın hücum durdurulmasaydı sokak savaşına dönüşecekti. Sokak savaşının ne süre biteceği belirlenmiş olmaz. Natürel bu savaş başladıktan sonradan biz savaşın adamakıllı durdurulması, ateşkesin tesis edilmesi konusunda çok mücadele sarf ettik. Savaş durdurulmayacaksa minimum 24 saatlik insani ateşkes konusunda çaba sarf ettik, halen çaba sarf ediyoruz. İki ülke nezdinde, milletlerarası toplum nezdinde girişimlerimiz oldu. BM ve AGİT Genel Sekreteri ile. Çağrılar oldu. Sonra Fransa devreye girdi.
“YARINKİ MÜZAKERELER ERTELENEBİLİR”
İki ülke arasında müzakerelerin başlamasını telkinlerimizi ilettik. En son Ukrayna’ya yerin kayda değer olmadığını, muhakkak İstanbul’u Ukrayna tercih ediyordu. Biz memnuniyetle ev sahipliği yaparız lakin şu aşamada yerin önemi değil. Orta yol buldular. Sınırın Belarus kenarında, nehrin kenarında birincil görüşmeyi yaptılar. Siyasi konuları görüşme etme bakımından yeterince zamanları olacaktır. Derhal acil olan ateşkes. Çatışmalar, bombardımanlar devam ederken bir netice çıkmaz. Önce mütareke diyoruz.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.
“SAVAŞ OLDUĞU SÜRE TARAF TUTMAK ZORUNDA DEĞİLİZ”
Sonuçta Türkiye taraf yakalamak zorunda yok. Muhakkak NATO üyesi. NATO’nun kararlarına uyan ve katkı maddesi sağlayan ülke. Türkiye ilkesel tutum sergiliyor. Gösterme ayrılıklarına rağmen her iki ülkeyle işbirliğini geliştiren ülkeyiz. Savaş olduğu vakit taraf yetişmek zorunda değiliz; bütün tersi savaşın sona erdirilmesinde her iki tarafta eşdeğer bir şekilde diyalog kurabilen ülkeyiz. Taraf tutma lüksümüz yok. Bir şey yanlışsa onu bildirmek durumundayız. Rusya’nın saldırısı milletlerarası hukukun ihlalidir. şimdi insani dramlar var. Bu yanlışları kim yaparsa yapsın biz bunu dobra dobra söyleriz. Diğer krizlerde de ilkesel tutumumuzu sergiledik.
“RUSYA’NIN TEMSİL HAKKI SONA ERECEĞİ İÇİN ÇEKİMSER OY KULLANDIK”
Burada Türkiye’nin takındığı tavırda çelişki yok. BM Emniyet Konseyi’ne dışarı giden karar tasarısında biz benzer sunucuyduk. Benzer şekilde BM Genel Kurulu’nda bir ivedi özel oturum başladı. 2 Mart’ta Rusya’nın Ukrayna konusu konuşulacak. Burada da eskiz karar tasarısını yazan grubun içinde olduk. NATO’da tavrımız açık ve net. Aynı şeyi Avrupa Konseyi’nde yaptık. 23 Şubat’ta tepkimizi gösteren Ukrayna’yı destekleyen karara biz de yardım verdik.
“İLKELİ ŞEKİLDE ÇEKİMSER OY KULLANDIK”
İlkesel tutumumuzun sebebini anlatıyorum. 24 Şubat’ta yine saldırıdan sonra Rusya’ya karşın ayıplama, ağır ifadeler içeren, yaptırım olabileceği açıklayan tasarıya evet dedik. 25 Şubat’taki karara neden çekimser oy kullandık? O kararda Rusya’nın temsilcilik hakkı sona erdiriliyor. Rusya’nın o örgütteki temsil hakkını askıya alan ya da ayrıntılarıyla kaldıran bir girişim var mı? Bu değin diyalogdan, müzakereden bahsettik. Sonuçta Rusya’nın buradan atılması çağırmak Rus vatandaşların AİHM’e gidememesi demektir. Buradan bağları kopardığınız süre bunun faydası ne olacak? İkinci seçenek iki taraflı bütünleyici sürecin başlatılması. Yoğun ve etkili diyaloğun başlatılması. Bu seçenek maalesef tercih edilmedi. Bundan da netice alınamazsa ondan sonradan ola ki askıya alınması. Sonuçta diyaloğun kopmaması için, İnsan Hakları Konseyi’nde oturum olacak. Orada da karar tasarısının içindeyiz. Sonuçta bütün platformda ilkeli şekilde tutum sergilerken diyaloğun kopmasını istemediğimiz için ilkeli şekilde çekimser oy kullandık.”