Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Bitkisel, NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen’in konuğu oldu. Ekonomi gündemiyle ilgili konuşan Bitkisel, Yeni Ekonomi Modeli’ne de değindi.
“YAZA KALMADAN SONUÇLARINI GÖRECEĞİZ”
“Ekonomide normalleşmenin ne zaman başlayacak?” sorusunu yanıtlayan Bakan Nebati, “Son 3 günkü olan büyük dönüşümün gerek enflasyonda gerek öteki alanlarda da süratli şekilde gerçekleştirileceğine inanıyoruz. Olumlu sonuçlarını, hızlı değişimi yaza kalmadan göreceğiz” diye konuştu.
“KENDİ İMKANLARIMIZLA BU AYLA GETİRDİK”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı kur korumalı vadeli TL mevduatı sisteminin peşinde doların bir gecede yüzde 33 kaybetmesiyle ilgili konuşan Bakan Nebati, “Türkiye’ye gerçekleştirilen idareli saldırılarda kullanılan en önemli vasıta sıcak paraydı. Biz sıcak para üzerinden üzerimizde oyun oynanmasının yolunu kapatıyoruz. Dövizin 18 liralara değin gelmiş olmasından cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu manifesto ve tedbirler paketiyle 3 günde Türkiye’nin ortamını kendi imkanlarımızla bu ayla getirdik. Yüksek faizin çözüm olduğunu söylenenlere tokat gibi bir cevap oldu.” ifadelerini kullandı.
Bakan Bitkisel’nin açıklamalarından satır başları;
“BAZI ŞEYLERDEN VAZGEÇMENİN ZAMANININ GELDİĞİNE İNANIYORUZ”
Idareli çıkmazlardan kurtulmanın bir yolu olması lüzumlu. Herkes kendi ekolü içerisinde ilerliyor. O ekollerde bazen değişmeler oluyor. Başat güçler var, bu güçler zenginleşirken değişik tarafta gelişmemiş ülkeler var. Gelişmiş ülkelerde zenginlik, müsriflik, birçok sorunun çözülemediği yapı; gelişmekte olan ülkelerde de hakim güçlerin kendilerine öğrettikleri yolun denenmesi noktasında ortaya koyulan bir kavramlar seti. Biz, bize öğretilmiş şeyleri yapmaktan vazgeçmenin zamanı geldiğine inanıyoruz.
TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ
Yüksek cari açığın temel nedeni yurtdışından gelen sıcak para veya açık borca girme. 8 yıldır borçluluk oranıyla ilgili mücadele sürülüyor, mihenk taşları yavaş yavaş döşeniyor. Oysa öğretilmiş şeyler içinde maalesef geri adımlar atılmak zorunda kalındı. Hemen biz diyoruz oysa yeni bir hesaplı model öğrenelim. öyle bir model olsun fakat Türkiye’yi kapsasın, iç dinamikleriyle tamlık arz etsin, herkesin anlayabildiği ve toplumun, tüm kuruluşların temelinde bir şey söyleyelim dedik. Bu söylenenin altyapısının doldurulduğu, isminin de Türk ekonomi modeli olarak nitelendirilen bir yapıya dönüştü.
“TOPLUMUN BENİMSEDİĞİ BİR MODELİ ORTAYA KOYUYORUZ”
Peki niçin Türkiye modeli? Çin devasa nüfusu ve ilk dönemdeki sıkı kısıtlamalarıyla ihracat odaklı çalışan ve bugün dünyanın ekonomi güçlerinden biri haline gelen bir ülke. G. Kore’de de ihracata dayalı bir çoğaltma stratejisi var. Çekya şimdi aynı şeyi uyguluyor, Polonya önemli bir örnek. Bunlar da ihracat odaklı adımlar atıyor. Türkiye modeli denmesinin sebebi şu: Biz Çin, Güney Kore değiliz. Demokratik gelenekleri olan, serbest piyasa ekonomisine tabi olan, bu geleneğini sürdüren, toplumun benimsediği bir modeli ortaya koyuyoruz. Altyapısını tamamlamış, lojistiğini gerçekleştirmiş ve dünya pazarlarının merkezi konumunda olan bir ülke Türkiye. En önemlisi de bunu yapabilmesi için de bu altyapıyı geliştirirken göstermiş olduğu insanüstü başarılar.
“20 YILDIR GELİŞTİRİLEN BİR YAPI VAR”
Modelimiz, yüksek ihracata dayalı, cari açığı azaltıcı ve kolaylık seviyesinin toplumun tamamına yansıtıldığı bir modeldir. Bu modelde biz bir yüksek teknoloji üssü, büyük endüstri bölgeleriyle her türlü ihtiyacını yakın çevresine de sağlandığı bir üs olmak istiyoruz. 20 yıldır geliştirilen bir inşa var. Bu inşa, Türkiye’nin sanayide bir tık daha üzerine çıkabileceği altyapıyı hazırladı. İki; ırk, girişimciler, bireyler bu yapının nasıl işlediğini fark etti. Üçüncüsü, dünyaya çok ciddi bir açılım gerçekleştirdik. Türkiye’nin yakın pazarlar ve dominant güçler açısından vazgeçilmez bir ülke olduğunun anlaşılmış olması, cumhurbaşkanımızın çaba kararlığı, bu kararlılıkla beraber altyapının fazla seri şekilde armoni sağlayacak adımların atılmasında güçlü bir esas olmuş olması.
“TEŞVİKLERDE BULUNUYORUZ”
Gelişmekte olan ülkelerin temel problemlerinden biridir sıcak para. Sırası Gelmişken oluşturacağı tahribatlara ilişkin bir önsezi yok. Ülkelerin ekonomisini sarsacak bir güce sahip. Ülkenin üretimini, katma değerini alıp götürüyor. Biz sıcak para yerine doğrudan yatırımın gelmesini istiyor ve bunun için teşviklerde bulunuyoruz.
“TOKAT GİBİ BİR YANIT OLDU”
Türkiye’ye gerçekleştirilen ekonomik saldırılarda kullanılan en önemli araç sıcak paraydı. Biz sıcak para üzerinden üzerimizde oyun oynanmasının yolunu kapatıyoruz. Dövizin 18 liralara dek gelmiş olmasından cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu manifesto ve tedbirler paketiyle 3 günde Türkiye’nin ortamını kendi imkanlarımızla bu hale getirdik. Yüksek faizin çözüm olduğunu söylenenlere tokat gibi bir yanıt oldu.
Sıcak paraya karşısında aracısız olarak yatırımı çekecek bir model yeni ekonomi modelimiz. 2013’lere geldiğimizde cari açık tavan yapmış, TL’nin değeri yükselmiş, borçluluğumuz artmıştı. Biz diyoruz ama düşük cari açık ve yüksek büyümeyle yeterli ve risksiz bir yapıyı gerçekleştirmiş olacağız. Bunu yaparken 19 yıldır yapı ettiğimiz bir Türkiye’nin temelleri, altyapısı bitti. Onun üzerindeki yolculuğumuzla halletmiş olacağız biz bunu. Sanayiye biz yüksek teknoloji ürünleri elde etmek kaydıyla yardım vereceğiz.
“ÜÇ GÜNDE FİNANSAL İSTİKRARI SAĞLADIK”
Bir yeni enstrüman geliyor: Proje kredileri. Bunların hem bütün bankacılık keza de halk yönetimi açısından takip edileceği bir ayla geldi. Bunu yaparken de rekabet gücü yüksek olan sektörleri seçeceğiz. Bizim bu hamleyle yapacağımız şey finansal istikrarı karşılamak. Biz bunu 3 günde sağladık cumhurbaşkanımızın manifestosuyla. Türkiye derhal bağımsızlık piyasayı, demokrasiyi, kambiyo rejimini nasıl içselleştirmişse rekabeti de içselleştirmiş durumda. Savunma sanayiinde yüzde 80’lere kadar bağımlılıkla hareket eden sektör bugün yüzde 20 bağımlılığa düşmüş durumda.
YENİ MODELDE KAYNAKLAR NASIL KULLANILACAK?
Biz ülkenin altyapısını gerçekleştirdik. Sizi heyecanlandıracak örnekler uygulamak istiyorum. Bu ülkede ne yapılmadı oysa? Onun için heyecanlıyız. Bu model özgün bir model.
6 bin km’den 28 bin km’ye çıkmış bir ayrılmış yol ağımız var. Sizce bir 28 bin km daha yapacak mıyız? 6 bin bile yapmayacağız belki çünkü ihtiyaç kalmadı. Bundan sonraki ihtiyaç yenilenme ve bakım giderleridir. 50 km’lik tünel ağımız vardı 2002’de. 1 km’lik tünelin yapım süresi aylar, yıllardı. Fazla tünel ihtiyacımız kalmadı. 26’dan 56’ya çıkmış havaalanı sayısı, 60-61’e çıkacak. 61’den daha sonra havaalanı projesi niye olsun? İhtiyacımız değil.
Yenilenebilir enerji yüzde 54’lerde. Doğal gazımız geliyor. derhal rezervler muhakkak. Mevcut rezervlerle Türkiye’nin 2023’ten itibaren kullanacağı doğalgaz ve bu doğal gazın getirisi var. Her alanda ihtiyacın bitişi var. Her şey hazırlanmış. Artık OSB’lerin yanlarında devasa endüstri bölgeleri düşünüyoruz. 19 takvim bir maratonda arka koşucunun bana verdiği bayrakla her zaman birlikte koşturuyoruz. Değişmeyen biri var, sayın cumhurbaşkanımız.
Selektif anlamda proje bankacılığının gerçekleştirildiği, her alanda üstün nitelikli katma değeri yüksek alanların devletçe desteklendiği… Bu tedbirler paketi bugün işleme girmeye başladı. Yeni önlem paketleriyle piyasayı öylesine şaşırtacağız ama o son 3 ayda Türkiye’deki psikolojiyi karamsarlığa dönüştürenlerin kaçacakları yer bulamayacakları bir döneme giriyoruz.
“TÜRKİYE’DE DÖVİZ FİYATLARI PAZARTESİ AKŞAMINA KADARKİ BÖLÜMÜ AYRINTILARIYLA BİR KÖPÜKTÜ”
2013’te cari açığın, büyümenin en optimal noktada olduğu, enflasyonun, faizin düşük olduğu dönemde TL’nin değeri yüzde 110. Hemen, pazartesi akşamına kadarki dönemde de yüzde 60’lara kadar düşmüş, önemsiz bir TL. İkisi de gerçekçi yok. Başlıca hesap olması gereken yüzde 100. Türkiye’de döviz fiyatları pazartesi akşamına kadarki bölümü en ince ayrintisina kadar bir köpüktü, spekülasyon, manipülasyon vardı. Şu Anda köpük gidiyor, optimal noktaya kendisi ulaşacaktır. Türkiye’de döviz fiyatları herkesi etkiler.
acilen bireyleri aracısız olarak ilgilendiren bir koşul yok. Böylece bir önlem aldık ancak bireylerin Dolar, Euro, Sterlin borcu olması olası değil. Dövize ihtiyacı olmayan bir Türkiye’de biz insanları o karamsar havayla dolarize ettik ve natürel fakat birilerinin fazla işine geldi.
“BİR GECEDE 1 MİLYAR DOLARA YAKIN SATIŞ GERÇEKLEŞTİ”
O kuşkulu dönemi pazartesi akşamından itibaren bitirdik. O gece sabaha dek dövizle ilgili internet sitelerinin bir kısmının çöktüğünü gördük. Bir gecede 1 milyar dolara yakın satmak gerçekleşti.
Bir genel başkan çıkıp ’40 milyar dolarla bu işi yürütüyorlar’ demişler. Ne lüzum var, kimde var 40 milyar Dolar? MB’nin rezervleri pazarda, domates-peynirin satıldığı yerde tartışılır mı? öyle bir noktaya getirdiler ki herkes MB’nin rezervlerini, doların nereye gideceğini izlemeye başladı. Halbuki dövizin yükselişinden en fazla etkilenen Türkiye’de varlık sayısı 1000’i bulmayan büyükler.
Döviz borcu olmayanların dövizden etkilenmesi enflasyon aşamasıdır. Enflasyondan en fazla etkilenecek olan sabit gelirliler. O akşamdan itibaren aslında modelimizin kabul edildiği, bu modelin başarıya ulaşacağı, köpüğün gitmeye başladığı bir yere içten gidiyor.
“KÖPÜK FAZLA HIZLI GİDECEK”
Bizim şimdi dünyayla aramızdaki enflasyon farkı yüzde yüzlere yaklaşan bir devalüasyon değil. geçmişten yüklenip gelen TL’nin değersiz olduğu bir sonucun ötesine geçen bir koşul. Dolayısıyla bu köpük fazla çabuk gidecek.
(MB’nin müdahalesine eleştirilere cevap) Türkiye olayları oturup kendi başına izleyecek, elindeki enstrümanları pozitif yönde kullanmayacak dek yetkisiz bir ülke mi Türkiye’nin aslında potansiyel olarak en zinde olduğu döneme girdik. Modelimize karşısında çıkanlar, ‘Bu meslek anca yüksek faizle çözülecek’ diyenler 2 gündür yüksek faizi ağızlarına almıyor. Basında, gazetelerde modeli sahiplenenler, ‘İlk söyleyen benim’ diyenler var. Bu, başardınız demektir. Bireysel yatırımcılara söylüyorum: Spekülatif, manipülatif, ihanete varan söylemlere inanmayın.
KUR KORUMA TL VADELİ MEVDUAT
Ya işi anlamıyorlar veya sahiden kasten sulandırıyorlar. Bir insan mevduat hesabına niçin parasını yatırır? Kendisini garantiye olmak için. Biz bu modelle garantiyi çift garantili işik halkasi getiriyoruz. Türkiye’nin borcu şu anda 445 milyar lira. Dolardaki 1 liralık artışın maliyeti 445 milyar lira. 10 liralık artışın maliyeti 4.5 trilyon lira. Bunun yükünü hepimiz çekiyoruz. ‘Hazine hasar edecek’ söylemi altı doldurulmayan bir söylem. Pazartesi ve salıdan itibaren dövizini bozdurup yatıranlar parasını 3, 6 ay karşısında döviz karşılığı olarak alacak.
Ey müşteri, biz senin 10 bin doların karşılığını aldık. Vadeni de sakın bozma diyoruz. Vadenin sonunda 10 bin doların nemasıyla birlikte karşılığı TL’yi vereceğiz. 3 ayın sonunda dolar 11 liradan 10 liraya düştü, karşılığı TL olarak 100 bin lira. Sana 100 bin lirayı yok, 10 bin dolar karşılığı TL’yi veriyoruz, pozitif, nemada biriktirdiğin paranın nemasını da almış oluyorsun. Hazineye olan mesuliyet, bugünkü koşullarda olumsuz olması muhtemel yok.
Bunlar burada kalmayacak, devamı gelecek. Türkiye’de yaşamış herhangi bir oturmuş “Bugün ben paramı hangi TL enstrümanı üstünde değerlendireceğim” diye soracak. “Ben TL’mi korumak için dövize mi gideyim” diye sormayacak. Bu sürekli olarak uygulanacak bir yöntem değil. Bu işin sonunda cari artı vereceğimiz açık, bundan kaynaklanacak dövizdeki köpüğün gitmesine karşın beklentimiz, TL’nin adi seyrine döneceği yönünde beklentimiz, en önemlisi bu istikrarı, güveni sağlayacak 3 aylık bir sürenin yatırımcılara da verilmiş olması.
MEVDUAT LİMİTİ VAR MI?
Sistemi devam ettirmeye karar verirsek 6 ay, 3 ay sonradan paranızı alıp devam ettirebilirsiniz. Daha Aşağı sınır değil. Amacımız TL’yi yükseltmek, böyle bir ortamda niye alt limit olsun ama? Bugün bankalarımız talebe yetişemiyorlar.
İnsan insandır; zengin de insandır, fakir de insandır… Özel bankalardan teşekkür alıyoruz ve kararlığımızın ne değin haklı olduğunu görmüş olmaktan dolayı mutlular. Faiz artırımı olmadan döviz üzerindeki köpüğü alabiliyorsunuz, sıcak parayla bizimle oynayacak şekilde olanak verme zorunluluğunda kalmadınız.
Bireylere çağırmak istiyorum: Ne olursunuz oyunlara gelmeyin, manipülatif söylemleri kaale almayın. Ben nereye dek gideceğini bilmem ama o köpüğü ben almıyorum, piyasa kendisi alıyor, ve durmuyor.
YENİ MODELE KATILIM NE DURUMDA?
Döviz bölge bireylerle satan bireyler aralarında büyük uçurum oluştu. Sabahki miktar 10 milyar TL’ydi, öğleden sonra bu miktar katlanarak gidiyor. Kur korumalı mevduata geçiş sabahleyin 10 milyar TL’ydi.
4 Ocak’taki ilk paketimiz bu alınan tedbirlerle ilgili değişimleri gerçekleştirecek hukuki düzenlemeleri Meclis’imizden talep edeceğiz. Türkiye altını seviyor. Bu altının yastık aşağı kalmasının ekonomiye de kendisine de katkısı yok. 5 bin ton Altın varsayım ediliyor. 5 bin tonun karşılığı 280 milyar dolar. 280 milyar doların yüzde 10’u gelse Türkiye’de dövize ihtiyacımız kalmayacak. Bu değin güçlü bir şey söylüyorum.
İster faiz yöntemiyle, ister katılım yöntemiyle, istersen İslami ya da alternatif her türlü yöntemle gel, altınını ekonomiye sok, ayrıca ülke kazansın hem sen kazan.
Her ay toplantıları muntazaman yapılmış, piyasanın işlerini aktif takip eden bir anlayışımız var. Bu anlayışımız birkaç y içerisinde karşılığını aldıktan sonra çok çabuk şekilde cari açığın azaldığı, dövizin gevşediği, refahın arttığı bir dönemi gösterecek bir şey var.
FİYATLAR YENİDEN AŞAĞI İNECEK Mİ?
Döviz fiyatları yükselirken fiyatlamalar beklentilere tarafından yapılıyor. Dolar yükseliş trendindeyken fiyatları süratli şekilde değiştiriyorlar. Fakat o fiyatların değişimi hileli. Döviz fiyatları düşerken yukarıya esnek, aşağıya inelastik davranırsan karşında bizi bulursun.
Piyasa yamaç paraşütü yapıyor. Yamaç paraşütünden düşersiniz. Düşmesinin sebebi olarak bizi göstermeyin sonradan. Define ve Maliye Bakanlığı piyasaya girdiği azmanda piyasanın nasıl bir tedbirler setiyle karşılaşacağını oyuncular bilir. Siz bu derecede yamaç paraşütü yapmaya devam ederseniz düşeceksiniz. Enflasyonun yüksek kalmasından bir şey oluşursa bunu piyasadan biliriz.
Elbette fakat fırsatçı, stokçuyla ambar ihtiyacı olanları ayıracağız. Fakat fırsata çeviriyorsanız, döviz kurundan zaten çarpıldınız, birilerinin kuyruğuna girdiniz, çarpıldınız. Biz ezilmesin diye yüzde 50’lik bir fiyat artışı yaptık minimum ücrette, damga ve kazanç vergilerini kaldırdık. Memurlarımıza da faydalandırdık. Enflasyonun ezebileceği tüm kesimlere gerekli desteği verdik.
MEMURA VE EMEKLİYE EK ZAM
Sabit gelirlilerin yargı ve hukukunu koruyacak tedbirler almamız gerekiyor, bu konuda geri adım atmayız. Ocaktan itibaren fiyatların düşmeye başladığını defalarca birlikte göreceğiz.
Memurlarımıza gerekli ek artışlar yapıldı. Ücretliler için gereken adımlar atıldı. Kurumlar Vergisi’nde düşüş yapıyoruz, KDV’de kayda değer düzenlemeler yapıyoruz, güzel şeyler olacak. Bu çalışmaların neticelerinde enflasyon beklentimiz aşağıda yönlüdür. Emeklilerimiz için de ilgili bakanlıklarımız, arkadaşlarımız çalışıyor. Bununla ilgili yapılacak iyileştirmenin emeklilerimizi mutlu edecek bir iyileştirme olacağına inanıyorum.
Bizi bireysel yatırımcıların zarar etmesi dek üzen bir şey yok. Ekonomi yönetimimize, sayın cumhurbaşkanımıza, siyasal iktidara lütfen gereken ihtimamı gösterin. Çünkü algılarla, sosyal medyayla hareket ederseniz kaybedersiniz.
. – Ekonomi Haberleri
.