yapay zeka (AI) çeşitli alanlarda yaygın bir güç haline geldi ve astronomi de bir istisna değil. Onlarca yıldır astronomi alanı, göksel gözlemler tarafından üretilen çok büyük miktardaki verinin üstesinden gelmek için yapay zeka sensörlerini ve tekniklerini kullanıyor. Hindistan’da, AI’nın astronomiye entegrasyonu, uzay araştırmalarının geleceği için heyecan verici beklentiler sunarak istikrarlı bir şekilde ilerliyor.
Bl Podcast’in bu bölümünde, Hintli astrofizikçi ve Ashoka Üniversitesi’nin rektör yardımcısı Somak Raychaudhury, konuyu derinlemesine araştırıyor.
Astronominin AI’ya olan güveni, insan astronomların yeteneklerinin ötesinde olan geniş veri setlerini işleme ve analiz etme ihtiyacına dayanmaktadır. Yapay zeka, asteroitler veya galaksiler gibi yeni gök cisimlerini tanımlamaktan çeşitli astronomik olayları sınıflandırmaya ve kümelemeye kadar, değerli bir araç olduğunu kanıtladı. Dahası, yapay zeka algoritmaları, özellikle insan varlığının mümkün olmadığı uzak ve erişilemeyen yerlerde astronomik tesisleri işletmek için giderek daha fazla kullanılıyor.
Raychaudhury, yapay zekanın astronomide kullanımının 1950’lere dayandığını ve disiplinin yapay zeka teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte sürekli geliştiğini vurguluyor. Gezegen keşiflerinde kullanılan ilk robotik sistemlerden Ay ve Mars’ta konuşlandırılan gelişmiş ekipmanlara kadar yapay zeka, otonom karar alma ve otomasyon sağlamada çok önemli bir rol oynadı.
Sonuç olarak, AI ve astronomi arasındaki simbiyotik ilişki, evreni keşfetme ve anlama biçimimizde devrim yaratarak sağlam bir şekilde kuruldu. Hindistan, diğer ülkeler gibi, astronomi alanındaki yeteneklerini daha da geliştirmek için yapay zekayı aktif olarak benimsiyor. Teknoloji ilerlemeye devam ettikçe, yapay zekanın evreni keşfetmemizde keşiflerin ve atılımların arkasındaki itici güç olarak hizmet etmesiyle astronominin geleceği daha da umut verici görünüyor. Dinle
Kaynak : https://www.thehindubusinessline.com/multimedia/audio/understanding-indias-usage-of-artificial-intelligence-in-astronomical-discoveries/article67120900.ece